Omurgasız hayvanlar söz konusu olduğu zaman akla gelen iskeleti ve kemik yapısı olmayan canlılar akla gelmektedir. Bu canlıların iskelet görevini gören farklı yapıları bulunmaktadır. Genelde incelendiği zaman böceklerde sert dış yüzey, yengeç gibi canlılarda ise kabuk bulunmaktadır.
Omurgasız canlılar incelendiği zaman suda yaşayan ve karada yaşayan canlılar bulunmaktadır. Bu canlıların hiçbirinde akciğer bulunmamaktadır. Solunum gerçekleştirebilme için kimileri trake solunumu, kimileri ise deri solunumu yapmaktadırlar. Suda yaşayan omurgasız canlılara bakıldığı zaman ise solungaç solunumu yaparak yaşamlarını sürdürdükleri görülecektir.
Omurgasız Hayvanlar Nelerdir?
Bu canlıları tek tek incelediğimiz zaman ilginç detaylar ortaya çıkabilmektedir. Omurgasız canlılara örnek verebileceğimiz süngerler, solucanlar, yumuşakçalar, eklembacaklılar ve derisi dikenliler diye adlandırdığımız bu canlıları ufak da olsa anlatalım.
Süngerler
Bu canlılar suda yaşamaktadırlar. Dıştan görünüm olarak iğnemsi bir yapıya sahiptirler. Süngerlerin doku ve organlara da bulunmak maktadır. Üreme şekli olarak incelendiği zaman eşeyli ve eşeysiz üremeye uygun canlılardır. Aynı zamanda vücutlarında incelendiği zaman sadece bir tane açıklık olduğu gözlemlenmektedir.
Solucanlar
Omurgasız hayvanlar arasında en çok bilinen canlı ise solucanlardır. Sindirim sistemi ve boşaltım sistemi bakımından incelendiği zaman oldukça basit ve sorunsuz işleyen bir sisteme sahiptir. Boşaltım sistemi sayesinde fazla suları dışarıya bırakarak vücutlarında olması gereken su dengesini sağlarlar.
Yumuşakçalar
İsimlerinden de anlaşılabileceği gibi vücut yapısı oldukça yumuşaktır. Bu canlılar ahtapot, kalamar ve salyangozlardır. Bu canlıların dış görünüşlerine bakıldığı zaman malpigi ismine sahip boşaltım organına sahiptir. Aynı zamanda bu canlının alt kısmına dikkatli bir şekilde bakıldığı zaman çizgili kaslara sahip olduğu görülmektedir.
Eklembacaklılar
Eklembacaklılar omurgasız canlılar Arasında baş ve gövdeye sahiptir. Boşaltım sistemi olarak ise malpipgi adı verilen bir organ ile boşaltımını gerçekleştirmektedir.
Derisi Dikenliler
Bu canlıların yüzeylerinde bulunan derileri oldukça serttir. Bazı omurgasız canlılarda görülen özelliklerden birisi olan eşeyli ve eşeysiz üreme, derisi dikenlilerde de görülmektedir. Bu tür bir canlıya örnek verilmek istenildiği zaman ise akla ilk olarak deniz yıldızları gelmektedir.
Omurgasız Canlılarda Çoğalma
Omurgasız hayvanların özellikleri arasında yer alan özelliklerden birisi de üreme şekli olarak bu canlıların yumurta ile nesillerini sürdürmeleridir. Bu durumu gözünüzün önüne getirebilmeniz için karada ve denizde yaşayan canlıları hayal etmeniz yeterli olacaktır. Bu kapsamda verilebilecek en bilindik örneklerden olan ve karada yaşayan omurgasız canlılar arasında insanları oldukça rahatsız edebilme potansiyeline sahip olan sivrisinekler, etrafımızda bulunduğu zamanlarda oldukça keyiflendiğimiz ve görsel açıdan farklı renkleri ile güzel bir görüntü sunan kelebekler bu çoğalma özelliklerini gösteren bazı canlılardandır. Denizde yaşamını sürdüren ve toplum genelinde bilinen canlılar arasında olan ahtapotlar, yani gençler ve süngerler de aynı şekilde yumurtayla çoğalan canlılar arasında yer almaktadır. Tüm bunlardan bağımsız olarak omurgasız canlı denildiği zaman akla gelen en bilindik, insanoğlunun doğada en çok karşılaştığı canlı ise muhtemelen solucanlardır.
Omurgasız Hayvanların Özellikleri
Omurgasız hayvanlar nelerdir ve özellikleri nelerdir sorusunun cevapları arasında birçok kişinin şaşırdığı özellikler çoğu zaman yer almaktadır. Bu özelliklerden birisi de omurgasız hayvanlarda hücre duvarının olmayışıdır. Diğer hayvanlardan farklı olarak hücre duvarına sahip olmayan bu canlılar, vücut ısılarını sağlayabilmek için çok hücreli olmalarından yararlanarak etraflarında bulunan ısıyı emerler.
Omurgasız hayvanlarda gözlemlenen bir diğer özellik ise bu canlıların metaformoz adı verilen süreçten geçerek gelişimlerini sürdürmeleridir. Bu canlılar arasında küçüklükten itibaren yetişkin olan anne ve babaya benzeyen canlıların da olduğu bilinse de çoğunlukla küçükken sahip olmuş oldukları görünüm, büyüdükleri sürece değişmekte ve bu süreç sonunda yetişkin bireylerin görünümünü almaktadır.