Kediler Öpüldüğünü Sevildiğini Anlar mı?

Dünya tatlısı kedisini şüphesiz ki çok seviyorsunuz. Peki pofuduk dostunuza karşı olan sevginizi en sık gösterme biçiminiz kedinizi öpmek mi? Elbette insani bir içgüdü ile yaptığınız bu hareket hem çok doğal hem de çok tatlı ama sorun şu ki; kediniz öpüldüğünü, öpülerek sevildiğini anlıyor mu? En önemlisi ise kediler öpülmekten hoşlanıyor mu?

Kediniz Öpüldüğünü Anlar mı? Sevildiğini Algılar mı?

İnsanlar birbirlerine karşı olan sevgi duygularını sıklıkla birbirlerini öperek gösterirler. Doğal olarak, çocuklarımız gibi sevdiğimiz evcil dostlarımıza da sevgimizi, öperek sarılarak gösterme eğilimdeyiz ancak hayvanların sevgi, ilgi ve alaka gösterme biçimleri, insanlarınkinden farklı olduğundan, öpülerek sevildiklerinde bu hareketimizi anlamlandırabildikleri şüpheli.

Bilhassa da kediler gibi, yaradılış olarak özgür ruhlu, sıkılgan ve başına buyruk, kendi istediği zaman kendini zorla sevdirirken, istemediği zaman yanına bile yaklaştırmayan bir tür söz konusu olduğunda, kedilerin öpülerek sevildiklerini anlayıp anlamadığı uzun zamandan beridir süregelen bir tartışma konusu.

Konu hakkındaki en ortak kanı ise; kedilerin spesifik olarak öpülme hareketinin ne anlama geldiğini bilmediği, algılayamadığı yönünde ancak bu demek değildir ki kediniz sizin tarafınızdan sevildiğini anlamıyor. Hatta pek çok evcil kedi türünün, evdeki insan sahiplerini, kendi türünden gördüğü ve ailesi olarak düşündüğü, onlara güvendiği ve sadece öpülerek, sarılınarak değilse de yaşam içerisinde gördüğü davranış ve muamelenin bir bütününden yaptığı çıkarım sayesinde, sevildiğini gayet iyi bildiği ve ailesine güvendiği yönünde.

Ancak kediler sevgilerini biz insanlar gibi öperek göstermek yerine, sürtünme ve kafa atma hareketleri ile ifade ettiği için, öpüldüklerinde bunun bir sevilme emaresi olduğunu direkt olarak anlamıyor olmaları çok yüksek ihtimal ancak yine de kendilerine karşı negatif bir şey olarak anlamadıklarını da söylememiz gayet muhtemel.

Öpülmenin ne amacı olduğunu ve manasını tam olarak kavrayamasalar da en azından iyi bir şey olduğunu ya da kesinlikle kötü bir şey olmadığını biliyorlar. Peki umurlarında mı? Orası tartışılır 🙂 Kediden kediye farklılık gösterebileceği gibi, kedinin bir anı diğer anını da tutmayabilir.

Kediler Öpülmekten Hoşlanır mı?

Peki kediniz öpülmenin ne manaya geldiğini tam olarak algılayamasa bile, öpülmekten hoşlanır mı yoksa sıkılır mı diye merak ediyorsanız, bu sorunun cevabının da çok değişken olduğunu söylememiş gerekir. Kedilerin sevgi ifadesi olarak öpülmekten çok daha fazla hoşlandıkları şeyin, okşanmak olduğunu kesin olarak söyleyebilecek olmakla birlikte, öpülmek konusunda da hoşlanmaktan ziyade tolere etmekten bahsedebilir.

Çoğu kedi, fazlaca öpülmekten, sarılınıp sıkılmaktan, sıkıştırılmaktan hoşlanmaz ancak kedinin mizacından mizacına farklılık göstermek üzere, kendi güvendiği ve sevdiği!! kişilere, çoğunlukla sahiplerine belirli bir noktaya kadar tolerans gösterir ve kendini öptürür. Özellikle daha sakin mizaca sahip İran kedisi v.b. cins kediler öpülmeye karşı genel olarak tepkisiz ya da daha yüksek toleranslıyken, daha hareketli ve özgür ruhlu tekir kediler, öpülmekten çok hoşlanmazlar.

Kediler, insanların bildiği ve tercih ettiği biçimlerde sevilmekten bilhassa da öpülmekten hoşlanmadıklarında, ya ortamdan uzaklaşarak, ya kafalarını çevirerek, fazla üstlerine gidildiğinde ise kıhlayarak ya da ufak bir pati darbesi ile durumundan memnuniyetsiz olduklarını belli ederler.

Bilhassa çocuklar tarafından öpülmekten hiç bir kedinin hoşlanmadığını söylememiz de çok yanlış olmaz. O yüzden kedileri severken genelde kafalarının üstünü ya da çenelerinin altını okşayarak sevmemiz gerektiğini, anne-babamıza gösterdiğimiz ya da onların bize gösterdiği gibi öperek kediye sevgi göstermememiz gerektiğini, bu şekilde kediyi sıkabileceğimizi çocuklarımıza öğretmeliyiz böylece hem hayvanların rahat etmesi hem de çocuklarımızın olası tehlikelerden uzak tutulması temin edilmiş olacaktır.

Kediler ile ilgili bir sorunuz mu var?

Kedi forumunda tecrübelerini paylaşabilir ve sorularını sorabilirsin.

Yazar
Oktay Bozacı

Yorum yapın