Yazıma "Hayvanların Dini olsa, insanlar şeytan olurdu" sözüyle başlamak istiyorum.
Gerçekten bu canlılara ne yapıyorsak bizler yapıyoruz. Ülkemizde sadece köpekler konusunda değil canlıların geneli konusunda bilgisizlik almış başını yürümüş.
Bilgisizliğe bir şey diyemem lakin en büyük dertlerimizden birisi bilgiyi araştırmıyoruz.
Dün bir örnek daha yaşadım. Lütfen bunu yanlış anlamayın keza ben de muhafazakar bir aileden gelmekteyim. Lakin ilk inen vahiy de "İkra" yani "Oku" diyen bir dine mensup olan bizler
araştırma yapmıyoruz. Bu ebeple dün yaşadığımı da buradan yazmak isterim.
Bir whatsapp grubundan sevdiğim bir kardeşimin, köpeklerin ezan vakti ulumasıyla ilgili, "ibadet ediyorlar" benzeri sözlerini gördüm. Yanlış anlaşılmasın diye, hayvanların bu durumuyla ilgili
bilimsel yazının linkini ilettim. Köpeklerin duyma konusundaki frekans aralığı bizimkinden daha fazla olduğu için daha megafon açıldığı anda rahatsız olmaya başlıyor ve tepki veriyor"
Arkadaşım dana bunu okumadan bir başkasının yazdığı yazının ekran görüntüsünü bana gönderdi. Görüntüde "Hayvanlara ibadetin faz olmadığını fakat biz insanların ibret alması için ibadet ettiğini" yazmış birisi.
Psikolojik olarak, araştırmak yerine bilgisini sorgulamadan bir başkasının söylediğine inanmaya ve manipüle edilmeye çok yatkın bir nesil yetişti.
"Denize girmek yasaktır" tabelasına aldırış etmeyen fakat aynı yere "Denizde köpek balığı vardır" yazınca dikkate alan insanlara dönüştük.
Geçmişte bir süre köpek besledik, şu anda da
Dogo Argentino yavrumuz var ve oğlumla büyüyorlar. daha bir kaç ayda hem oğlumdaki hem kendimizdeki olumlu dğeişimleri burada saysam konu uzar da gider.
Yaşadığınız düzene göre ırk seçimi önemli fakat burada anlatmak istediğim "Köpeğin, 4,5 yaşındaki oğlum ile birlikte büyüdüğü".
BU ırkla ilgili bir çok sayfada köpeğin ısırmasından şikayet edildiğini görüyorum. Bunların sebebi Anneden erken ayrılan yavruların Türkiye de yaygın olması.
Annenin altında ısırma huyu şekillenmeyen yavruya malesef sahibinin bu eğitimi vermesi gerekiyor. Bizim yavrumuz da annesinden erken ayrılmak zorunda kaldı ama ısırma sorununu 1 günde çözdük. Benim ısırma konusuna
1 kere bile töleransım olamaz. Kendi oğlumu ısırsa bunu aile içinde çözeriz ve ders çıkarırdık ama bir başkasını ısırırsa tahmin edemediğim şeyler gelir başımıza.
"8 aylık yavrumuz arada biz beni ısırıyor" postları görünce bu yavrunun daha 1 aylıkken annesinden ayrıldığını ve 7 aydır sahibinde olduğunu düşünüyorum. 7 aydır ısırma sorunu çözülmemiş se bu sahip ne yaptı.
Sadece google a yazarak bile bir çok yöntem bulunabiliyor. Çayınızı içerken öğrenebiliyorsunuz. Böyle bir rahatlık içinde insanlar araştırmıyor.
Bunun gibi bir köpekle ilgili yan bahçeye girip komşunun tavuklarını öldürme olayı duydum yakın arkadaşımdan. Gayet sakin olduğu halde zamanında (yan bahçesinde tavuklar olduğu halde) tavuklara karşı tepki vermemesi gerektiği eğitimi
verilmemiş.
Bununla birlikte bir arkadaşım da başka birinin köpeğine araba çarpma olayına şahit oldu dün akşam. Hiç araba geçmeyen bir sokakta salınan köpeğe, o anda hastaneye hasta yetiştirmeye calısan bir taksi çarptı. Buradan fotoğraflarını paylaşıp
sizi üzmek istemiyorum.
Yazıyı yukarıdaki örnekler gibi bir çok şeyle uzatabilirim. Araştırdığım halde benim bile yanlış yapıp sonradan düzelttiğim şeyler var. En kötüsü hiç araştırmamak.
Köpeği kanlı ishal olmuş birinin facebook gruplarında ne yedirsem iyileşir diye post açtığını görüyorum. Senin her dakikan önemli niye hala veterinere götürmüyorsun diye bağırasım geliyor. Gördükçe üzülüyorum.
Geçenlerde İsim vermiyim bir yetkili, balıkesirdeki bir resmi kuruma gidiyor bu yasaklarla ilgili. konuşmanın arasında resmi kurum yetkilisinden şöyle sözler geliyor. "Gardaşım o göpeklerin gafa tası büyümüyor sahibini yiyor".
Hayvanlarla ilgili resmi kurumda çalışan memur bile bilimsel dayanağı olmayan bilgi ile konuşuyor.
Kopyala-yapıştır ile yapılan yasalar ile köpekler mağdur ediliyor.
Size çok ilginç bir şey söyleyeyim. İngilterede bu yasak yasası kabul edildiğinde ülkede 1 adet bile tosa-inu ırkı köpek yoktu.
Şimdi sizlere sorarım böyle bir yasa ve böyle bir yasadan kopyalanan başka bir yasa ne kadar düzgündür ?
Dogo Argentino ırkı ile ilgili şunu söyleyebilirim. 5199 nolu yasada ismi geçmediği halde medyada ismini görüyoruz.
Ben yavruyu gezdirirken kullandığım çantanın içinde hem 5199 nolu yasanın hem de ayrıca yönetmeliğin çıktılarını taşıyorum. linkleri de aşağıdadır.
Yasada göreceğiniz üzere ismi geçmese de, geçen köpeklerin bile beslenmesinin yasak olduğu yazmıyor. Ama orman müdürlüklerinin son zamanlarda yaptığı afişlerde cümleler yasa maddesi ile başlayıp sonuna "..... dolayısıyla beslenmesi yasak olan bu köpek...." diye gidiyor.
Yasada ismi olmasa bile ceza kesmek isteyince Valilik emri altında kabahatler kanununa dayanarak 7800 TL cezayı kesiyorlar.
Çene kuvvbeti karşılaştırması yaparsak yaklaşık olarak söyle değerler ortaya çıkıyor. "x" ile göstereceğim.
Pitbull 236x /
Dogo Argentino 500x /
Kangal 700x+
Peki Kangal bu yasaya niye girmiyor. Girmesini istemem hiç bir köpeğin ama yapılan yanlışı göstermek istedim.
Doğru olan şey, belli bir kuvvetin üzerindeki köpeklerin sahiplenilmesi için belgelendirme yapılmasıdır. Yoksa 40 kiloluk gençlerin elindeki 50-60 kiloluk köpeklerin bir anda kedilere ve insanlara saldırmasıyle ilgili görüntüleri çok görürüz.
Irk yasaklamasının adı üzerinde, belki insanlara karşı değil ama bir başka canlıya karşı ırkçılık yapmaktır bu.
İş yerinde olduğum için bu kadar yazma fırsatım oldu. çok uzattığım için üzgünüm
