Her cümle kurabilen, hayvanların başını okşayan, sosyal medyada kadına ve çoçuğa şiddete hayır gönderileri atan kendini mantıklı bir insan sanıyor.
Kimse farkında değil bilinçaltının izin verdiği sınıra kadar düşünebildiğinin. Ben farkındayım ve her zaman sınırlarımı genişletmek için çaba gösteriyorum. Size de tavsiye ediyorum.
Acı bir olay. Düzenin kurbanı oldu gencecik bir çocuk!
Üzgünüm, çok üzgünüm. Diyebileceğim, yapabileceğim hiçbir şey yok.
Olayın en büyük sorumlusu kim peki?
Ben cevap vereyim. Demokrasiyle yönetilmeyen ülkemizin yetkilileri.
O köpekler doğuştan saldırgan doğmuyor. Küçükken aç kalıyorlar, kovalanıyorlar ve büyüyünce saldırganlaşıyorlar. Cahil halk oy verdikçe ve şu andaki yetkililer ülkeyi yönetmeye devam ettikçe daha çok şey olacak!
Bir de köpekler toplansın diyenler var. Toplansa nereye toplanacak? Dağa mı atılacak, barınaklarda aç, susuz bırakılıp işkenceye ve tecavüze mi maruz bırakılacak?
Avrupa'da sokakta başıboş gözen sokak köpeği yok diyenler ayrı bir alem.
Evet. Avrupa'da sokakta başı boş gezen sokak köpeği yok. Ama Avrupa'da barınaklarda hayvanlar aç ve susuz kalmıyor, işkenceye uğramıyor. Avrupa'da her gün, insanlar yüzlerce kedi veya köpeğe tecavüz etmiyor! Avrupa'da her gün yüzlerce kedi ve köpek araç altında kalarak ezilmiyor! Anlatabiliyor muyum o fındıktan küçük olan beyninize?!
Sokaktaki başıboş köpekler uyutulsun diyecek kadar canileşmiş insan müsveddeleri de var. Bu insan müsveddelerinin "Asansörde halvet olur", "Annenin bacağından tahrik olunur" diyenlere ve tecavüzcülere bu kadar tepki vermediğine defalarca şahit oldum. Sizin gibi düşünme yetisi olmayanları bilim insanları incelemeli. Bir beyin nasıl bu kadar az çalışabiliyor? İnsan mısınız yoksa mutasyona uğramış insana benzeyen bir canlı mı?
Sokakta başıboş köpek istemiyoruz diyenler; istemiyorsanız neyi istiyorsunuz? Avrupa'da bunu deseniz haklısınız. Avrupa'da köpeklere işkence ve tecavüz edilmiyor, -sandığıma göre- aç ve susuz kalmadan, iyi kötü yaşayabilecekleri bir barınakları var.
Türkiye'de yok! Üzgünüm, yok! Belki bir barınak müdürüyle veya yetkilisiyle bir bağlantınız var. Fakat anlamadığınız bir şey de var!
Barınak yetkilileri ve müdürü üstlerinin izin verdiği kadar hayvansever olabilir. Üstlerinin izin verdiklerini yapabilir sadece.
Hiç düşündünüz mü; sizin gözünüzün önünde gördüğünüz barınaktaki ortamla, siz görmediğiniz zamanki barınaktaki ortam aynı mı acaba diye? Düşünmediniz! Çünkü safsınız! Daha açık konuşmak gerekirse; yeterli bilgiye, deneyime ve düşünme yetisine sahip değilsiniz!
Sizce Antalya gibi büyük bir şehirde, emniyete gidip ülkenin polisine(!) "x adresinde hayvana işkence yapılıyor, şahitim. Acil yardım etmeniz gerek" diyen ve karşılığında argolu kelimeler ve yüksek sesle dışarıya çıkartılan bir insan inanır mı her şeyin görüldüğü gibi olduğuna? İnanmaz. İnanmıyorum! Çünkü; o insan benim.
Peki ne olacak bu köpeklerin hali?
Avrupa'da sokak köpeklerinin barınağa alındığı ve x hafta içinde sahiplenilmeyen köpeklerin uyutulduğu hakkında iddialar var. Buna bir şey diyemeyeceğim. En doğrusunu Avrupa'da yaşayanlar bilir. Pek bir şey farketmiyor bu durumda. Tek farkeden çektikleri acı. İddianın doğru olduğunu varsayarsak; Türkiye'de uzun acılar çektirerek yaşama hakları ellerinden alınıyor hayvanların, Avrupa'daysa acı çektirmeden, aç ve susuz bırakılmadan yaşama hakları ellerinden alınıyor. Uyutmayı kesinlikle desteklemiyorum. Büyük bir canilik. Ama ne yazık ki kapitalist sistem en medeni ülkelerde bile sözünü geçirebiliyor.
Ben yetkililerce yapılabilecek en mantıklı projenin şu olduğunu düşünüyorum.
Yetişkin köpekler öncelikle olarak tüm köpeklerin toplanmalı. Ardından köpeklerin uzman veteriner hekimlerce saldırganlık testinden geçirilmeli. Saldırganlık testinde 10 üzerinden 5'ten daha düşük puan alanların sokağa bırakılmalı, 5'ten daha yüksek puan alanların barınaklarda en iyi şartlarda saldırganlık testini başarılı bir şekilde geçene kadar yaşamalı. Bu dediğimin maliyeti astronomik rakamlarda değil veya Almanya ekonomisine göre çok denebilecek kadar yüksek rakamlarda da değil. Ama kapitalist sistem ve sistemle bencilleşmiş ve yozlaşmış yetkililer küçük bir yatırım yaparak bu dediğimi gerçekleştirmeyecek kadar cani.
Son olarak; tüm insanların ve hayvanların barış içinde yaşadığı bir dünya diliyorum. Ne kadar ütopik bir dilek olsa da ummaktan ve hayal kurmaktan başka yapabileceğimiz bir şey yok. Üzgünüm, çok üzgünüm.