Çalışkanlıklarıyla tanıdığımız arıların, dünya üzerinde yüzü aşkın türü olduğu bilinmektedir. Çok fazla arı türünün/cinsinin olması “Arı türleri nelerdir?” sorusunu akla getirmektedir. Arılar dünyanın dört bir yanına yayılmış durumdadırlar. Farklı arı türlerinin bulunması onların davranışlarının da farklı olduğunu gösterir. Örneğin bütün arılar bal yapmaz. Çeşitli farklılıklarla arılar ekosistemimizin en önemli parçalarından biridir. Dünyanın çoğu yerinde olduğu gibi ülkemizde arı habitatı bulunmaktadır. Eşek arıları ve bal arıları ülkemizde bulunan sıkça duyduğunuz türlerdendir.
Bal arısı doğada genellikle ağaç kovuklarında ve dağ yamaçlarında yer yaşarken insan kontrolünde kovanlarda da yaşamaktadırlar. İnsanların en çok etkileşim içerisinde olduğu arı türüdür. Bal arısı adından da anlaşıldığı üzere bal üretir ve balları insanların besin listesinin üst sıralarında yer alır. İnsan-bal arısı etkileşimi sadece balla sınırlı kalmaz, bu arıları insanlar sağlığı için çok faydalı olan propolis, arı sütü ve arı zehri gibi değerli ürünler üretirler.
Bal arıları kraliçe/ana arı liderliğinde kalabalık bir popülâsyonda yaşarlar. Bir kolonide ki sayıları 40000 civarındadır. Toplulukları ana arı haricinde çoğunluğu işçiler olmak üzere işçi ve erkek arılar şeklinde ayrılır. Boyutları eşek arılarında biraz kısa ve vücudu daha ovaldir. Vücutları tüylü ve koyu renklidir. Arı türleri içerisinde en zeki türlerden birisidir.
Ülkemizde en sık rastlanan arı türü yaban arısıdır. Kalabalık bir yapıda yaşamadıkları için daha çok yerde yayılım gösterirler. Şehir hayatında bile varlık gösteren yaban arıları buldukları her yere yuvalarını inşa ederler. Çatı kenarları ve duvar oyukları kolayca yuva yapacakları alanlardır. Bal arılarının aksine etçildirler. Daha çok ısırmayı tercih etseler de iğnelerini kullanmaktan çekinmezler. İğnelerinde diğer arılara göre daha kuvvetli bir zehir barındırırlar. Soktuklarında büyük şişlikler ve alerjiler oluşturabilir. İğnelerini yenileyebildikleri için bir kere soktuklarında ölmezler ve defalarca sokabilirler. Kendi boyutlarında her canlıya saldırabilen yaban arılarından tarımda haşerelerle mücadele etmek için yararlanılmaktadır. Ayrıca bal arısı üreticileri içinde baş belası niteliğinde olan sarıcalar bal arısı kolonilerine sıkça saldırır, balı hatta bal arılarını besin olarak tükettiği için kolonilere ciddi hasarlar verebilir. Kraliçe liderliğinde yaşayan sarıcalar kışa girerken ölürler ve kolonide kışı geçirecek sadece kraliçe arı kalır. Bahar başlangıcı ile birlikte kraliçe arı ile tekrar nüfusları artar. Sarıca, isminden de anlaşıldığı üzere meşhur sarı-siyah çizgili renkleriyle tanınır.
Bombus arılarının keşfi 1980’li yıllarda çok yakın denilebilecek tarihlerde gerçekleşmiştir. Yeni tanındığı için özellikleri de yeni yeni keşfedilmekte bombus arıları üzerinde incelemeler devam etmektedir. İnsanlar için çok yararlı ve farklı meziyetleri olan bir arı türüdür. Özellikle tozlaşmadaki rolleriyle ön plana çıkarlar. Bu yüzden seracılık faaliyetlerinde sıkça tercih edilen bombus arıları tarımsal faaliyetlerde önem arz ederler. Tüylü bir fiziksel görünüme sahiptirler. Diğer arılarda küçük bir vücut yapıları vardır. Tehlikede hissetmediği sürece sokmayan bombus arıları soktuklarında ise zehirlerindeki kimyasalın direk kana nüfus etmesi nedeni ile ciddi alerjik reaksiyonlara sebep olabilirler.
Duvarcı arısı görünüş itibariyle bal arılarına, boyut olarak ise bombus arılarına benzerler. Diğer arı ırklarından farklı olarak koloni kurmazlar ve yalnız yaşamayı tercih ederler. Bal mumu üretmeyen davarcı arısı yavrularını bıraktıktan sonra yuvarlarını çamurla örter.
Ayrıca yavrularını yumurtadan çıkmadan cinsiyetini bilme becerisindedir ve yuvayı ona göre düzenlerler. Bal veya benzeri bir besin üretmeyen bu arılar koruma içgüdülerini çok fazla kullanmazlar. Bu sayede insanlar için tehlike oluşturmazlar.
Yalnız arılar, adlarından da anlaşıldığı üzere yalnız yaşamayı tercih etseler yuvaları birbirine yakın mesafelerde bulunur. Kırsal alanları yurt edinirler. Yuvalarını toprağın yüzeyine yakın olacak şekilde inşa ederler. Hava koşullarına dayanıklılık gösterebilir ve etkinlik sağlayabilirler.
Şehir habitatlarında doğallığın sürdürülebilmesi ve tozlaşmanın gerçekleştirilebilmesinde önem arz ederler.
Mor odun arıları sıcak bölgelerde yaşamlarını sürdürmektedirler. Diğer arılara istinaden çok daha farklı olan mor renkli bir görünüşe sahiptirler. Tamamen siyah bir renge de sahip olabilirler. Ayrıca daha büyüktürler. Görünüşleri dev bir karasineği andırır. Uçarken vızıldamaları yüksek ses çıkarır. Ahşap-odun gibi maddeleri delerek yuvalarını inşa ederler. Ahşap oranın fazla olduğu yapılar mor odun arılarının en sevdiği mekânlardır. İğneleri oldukça can yakıcıdır. Kızdıklarında insanlar için tehlikeli olabilirler.
BAL ARISI
Bal arıları kraliçe/ana arı liderliğinde kalabalık bir popülâsyonda yaşarlar. Bir kolonide ki sayıları 40000 civarındadır. Toplulukları ana arı haricinde çoğunluğu işçiler olmak üzere işçi ve erkek arılar şeklinde ayrılır. Boyutları eşek arılarında biraz kısa ve vücudu daha ovaldir. Vücutları tüylü ve koyu renklidir. Arı türleri içerisinde en zeki türlerden birisidir.
YABAN ARISI/SARICA
BOMBUS ARISI
DUVARCI ARISI
Ayrıca yavrularını yumurtadan çıkmadan cinsiyetini bilme becerisindedir ve yuvayı ona göre düzenlerler. Bal veya benzeri bir besin üretmeyen bu arılar koruma içgüdülerini çok fazla kullanmazlar. Bu sayede insanlar için tehlike oluşturmazlar.
YALNIZ ARILAR
Şehir habitatlarında doğallığın sürdürülebilmesi ve tozlaşmanın gerçekleştirilebilmesinde önem arz ederler.